24 Aralık 2014 Çarşamba

Okul sezonu eşittir bit sezonu demek değil iste kurtulmanın pratik yolları!!



Okullar acilinca maalesef   bit salgini problemi de basliyor..herhalde çocuğu okul caginda olup da bu problemi hic yasamamis olan anne yoktur..

Çocuk bitlenince annelerde bir telaştir baslar nasil temizlenecek?nasil geldi?pis mi ki benim çocuğum ? Tarzi endişeler..kimi de temizliğe,sabun kokusuna geldiğini iddia eder ee ne yani bu durumda bitlenmeyenler mi pis oluyor?
Rahat olun bir kere bu düşünceleri cikarin aklinizdan bit in gelme sebebinin temizlikle pislikle ilgisi oldugunu hic sanmiyorum.Bazi kan gruplarına mi ya da bazi ten e mi daha çok geliyor bilinmez  ama bazi insanların kafasında kamp kurduğu kesin;))

Aman bit gelmeden bit sampuanlariyla yikayayim gelmesin diye dusunmeyin sakin çünkü gelmesini engelleme gibi bir özellikleri yok yani gelecekse görürüz kaderimizse çekeriz;))

Alabileceğiniz önlemleri halk arasında bilindiği kadariyla asagida siralayacagim;

Bit tokasi kullanin(ne kadar ise yaradigini bilmem ama denemeye değer ama biraz garip bir kokusu var malesef)

Kafirun diye aktarlarda satilan aslinda cenaze kokmasin diye kullanilan fakat bitin de gelmesini engelleyen bir şey var bundan 2kat tule sarip dikerek çocuğun üzerine veya tokasina ilistirebilirsiniz.(bu da biraz garip kokuyor gerci)

Cocugun Ustune Şap takinca da gelmedigi iddia ediliyor.

Lavanta kokusuna gelmezmis diye bir başka iddia daha var bu durumda  lavanta kolonyasi kullanabilirsiniz ki yukardakiler içinde en temiz kokani budur.

Diyelim ki bütün cabalariniza rağmen teşrif ettiler...üzülmeyin bu dunyanin sonu degil bu durumda da kurtulmak için yapabileceğiniz şeyler var;

Eski bir yöntemdir ama pamuğu gaza batirip çocuğun sac diplerine iyice  surun ve 15 dk bekletin.(Dikkat gözüne gelmesin!) sonra ince bit taragiyla yavaşça dipten asagi kadar tarayin.Dökülecektir hayvanciklar..
Tarağa gelen canli olanlari da elinize bir eldiven takip tirnaginizla bastirip öldürmek gerekiyor.Sonra saclarini güzelce bit sampuaniyla yikayin.

Ya da gerçekten etkili sprey seklinde bit dokuculer var diğerlerinden biraz daha pahali ama daha etkili olduğu söyleniyor saci kuruyken yine ayni şekilde sacina sikip ince tarakla tariyorsunuz ve yikiyorsunuz.

Evin bütün fertlerine uygulayin,bize gelmez demeyin yaş tercihleri yok şahsi muhteremlerin;)

Evdeki bütün kıyafetleri kirklamaniza gerek yok çünkü kumaş biti farklidir sac biti kumaşta durmaz ama yine de şapka,yastik kilifi,havlu,tarak,toka bunlari iyice temizleyin tabii ki..

7gunde bir saca yaptiginiz yukarıdaki temizleme islemlerini tekrarlayin ki kafada kalan sirkeler bu sure içinde canlanabilir  yani kökünü kurutmaniz biraz zaman alir..

Merak etmeyin bir sure onlarla yasamayi öğrenmek zorunda kalsaniz da eninde sonunda kurtulacaksiniz endişeye hic gerek yok..sürekli devam eden durumlarda çocuğu suçlamak değil de sacini biraz kisa kestirebilirsiniz ve bir cildiyeye danışabilirsiniz.

Bizde yoktur demeyin siz periyodik olarak mutlaka çocuğunuzun sacini kontrol edin...Benden söylemesi..

23 Aralık 2014 Salı

Kayip Bulmada yeni bir sistemle cigir acildi!!


  Cocuklari koybolan anneleri tv de gordukce insanin ici aciyor gercekten..Allah kimseye yasatmasin ama bu haberi okudugumda gercekten cok mutu oldum ve hemen sizinle paylasmak istedim..

   Amerika'da  çocuğu kayip bir annenin çocuğunu arama mucadelesiyle başlatılan bu sisteme cocugunun adi "Amber Alarmi" deniyor.Amber Hagerman kacirildiktan 3gun sonra olu olarak bulunmus maslesef.Amber in kaybolmasiyla baslatilan bu sistemde kayip hakkında bilgi  kisa surede tv,sms,internet,Trafik levhalariyla butun halka duyuruluyormus.

Turkiye'de de 7 Kasimda bu sistem uygulanmaya baslanmis ve 1ayda 10 çocuk bulunmus!!
Ankara'da  yaşayan 13 ve 16 yaşlarındaki kardeşler, 27 Kasım’da evden çıkmis ve kardeşlerden bir daha haber alınamamis. Ankara polisi, kaybolan çocuklar için seferberlik ilan etse de bir sonuc alinamamis.İki kardeşin fotoğraflarını ve bilgilerini Mamak’ta yaşayan vatandaşlara mesaj atan emniyet, çocukların görülmesi halinde 155 ihbar hattını aramalarını istemis.Cep telefonu kullanıcılarının okumama ihtimaline  karşı da ‘kayıp çocuk mesajı’, telefonu bloke edecek şekilde programlanmis.Bu durumda cep telefonunu kullanmak isteyen bir vatandaş kayıp iki kardeşle ilgili mesajı okuduktan sonra telefonu aktiflesiyormus.. Böylece polise ulaşan bilgi mesajlarıyla çocuklar 3 günde nihayet bulunmuş.

Sistem su sekilde uygulaniyor;
Kayıp çocuk veya yaşlı ihbarı alındığında önce ‘vahim kayıp olup olmadigi değerlendiriliyor.
Değerlendirmeden sonra kayıp kişinin tüm bilgileri, fiziki özellikleri, üzerindeki kıyafete gelene kadar tüm detayları sisteme aktariliyor. Sisteme girilen bilgiler hemen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) iletiliyor.
Ardından da çocuğun kaybolduğu bölge, ilçe veya mahalledeki herkesin cep telefonlarına SMS, MMS (multimedya mesajla fotoğraf ) bilgiler gönderilirken, sabit telefonlara da sesli mesaj bırakılıyor.
Twitter’da ‘kayıp alarmı’yla açılan hesapta, kayıp kişilerin bilgi ve fotoğrafları paylasiliyor.

Bu tur sevindirici gelişmeler duymak gerçekten çok güzel..umarim kimsenin çocuğu veya yaslisi kaybolmaz ama kaybolan için de içimde bir umut kabarcigi olustu bu sistemle..siz ne dersiniz?

15 Aralık 2014 Pazartesi

Bir garip dilenci kadin güncesi 2






İlk yazimda size bahsettiğim cocuk ve annesini gozlemlemeye devam edeceğimi ve haklarinda bilgi edinmeye calisacagimi soylemistim..

İste size o çocuğun resmi....adi "Mecnun" gözlerinin içine bakin..nasil da mutlu ve masum görünüyor...

Dun yanlarina yaklasip konuşmak istedim çocukla ama  birseyler söyleyip yalnizca guluyor ve kadin da sadece "sorry" dedi..Anladim ki türkçe bilmiyorlar..

Daha sonra Serra yi okula birakip donerken kadini bir esnafin yaninda gordum ve biraz türkçe konuşabildiğini anladim neden kendini hic türkçe  bilmiyormuş gibi gösterdiğini anlamlandiramadim..

Kadin oradaki esnaflarla konuşarak dolasirken çocuk ortada yoktu..dayanamadim merak edip bir esnafa sordum kimdir bunlar nereliler diye biraz bilgi almak için..

Suriyelilermis..Çocuk 5/6 yaslarinda okula gitmiyormus..ama kadinin kendi çocuğuymuş yani en azindan kacirilmis bir çocuk değil ama buna da ne kadar şükretmek gerekir o da ayri bir konu çünkü dediklerine gore çocuk önceleri hic dilenmiyormus ve annesi onu da alistirmis o da dinlenmeye baslamis artik..

Ve maalesef diyorlar ki " o çocuğu yakinda kacirirlar nerde olduğu belli değil annesi bir yerde dileniyor,cocuk kafasina göre dolasiyor.."


Anlasilan o ki baştaki dusuncemde hakliymisim bu durumda  insan ne olursa olsun kendi  annesinin yaninda mutlu olur diyemeyiz cocuk ne kadar guler yuzlu ve  mutlu gozukse de hem çocuk vatana millete zararli bir insan olarak yetistiriliyor hem de çocuğun yasam sartlari gerçekten hicbir insan evladinin yasamayi haketmedigi cinsten..üstelik çocuğa devlet el atip sahip cikmassa yarin obur gün akibeti de meçhul ...kacirilip dilendirilmek için değilse de dilendirilmek ten kacirilip organ mafyasi veya cinsel istismar gibi çok daha kotu durumlar için kullanılabilir..

Siz ne dersiniz Dilencilerin çocukları ayni kaderi mi yasamali?gözleri zehir gibi etrafta ogrenicek,oynuyacak birşeyler arayan ögrenmeye,eğitilmeye AC bir cocuk kendi kaderine mi terk edilmeli?
Sizce yapilacak hiçbirşey yok mu?




9 Aralık 2014 Salı

Zor büyüyen çocuk candir ama biraz can acitir..

Her anne cocugunun istahli olmasini ve gun be gun büyüdüğünü serpildigini görmek ister ama maalesef bu bazi cocukta pek mümkün olmadigi gibi gelişmek yemekle de doğru orantili olamiyabiliyor çoğu zaman..

Yaşayanlar  bilirler boyle yavaş büyüyen bir çocuğunuz varsa ve beslenmesine maximum caba sarfetmenize ragmen neticesini çocuğun üzerinde goremiyorsaniz bu durum gerçekten çok can acitici oluyor..

Elbette ki Allah a çok şükür saglikli bir çocuk ama ne yerse  yesin ne kadar büyürse buyusun diyemiyorsunuz yani ben diyemedim su zamana kadar ve birşeyler yapmadan da durmak elimden gelmedi..

4yasindaki kizim Serra 2.680gr doğdu ve hep zayifti özellikle 1yas civari nerdeyse 7 aylik bebek gibiydi diyebilirim..

Ek gidaya geçtiğinizde inek sutu ve yumurta alerjimiz olduğundan dolayi da rahatça herşeyi yediremedim alerji geçmişimizden daha önce bebeklerde inek sutu ve yumurta aki alerjisi  yazimda bahsetmiştim çok detaya girmeyecegim.

Çocuk endokrin Dr umuz Erdal bey in dediğine gore küçük doğan çocukların bir kismi 1yasina kadar yasitlarini yakalar,bir kismi 3yasina kadar,bir kismi da 6yasina kadar yakalarsa yakalarmis 6yasina kadar yasitlarini yakalayamayan çocuklar öyle devam edermiş.Biz de son kalan 2yilimiz için maximum caba sarfetmeye devam ediyoruz.

6 aydir her haftasonu yüzme dersine goturuyoduk ve boy uzamasina gerçekten katkisi olduğuna inaniyorim.2haftadir yine haftasonlari jimnastiğe geçtik.

Benimle ayni durumda olan anneler için asagida Serrayi bugüne kadar büyümesiyle ilgili goturdugum Dr lari listeleyecegim belki size de faydasi olur;

Cerrahpasa Tip fakultesi Beslenme ve metobolizma bilim dali baskani Prof. Dr.Ahmet Aydin

Ahmet Bey e 1 yasindayken goturduk bir çok test istedi yaptirdik çok şükür bisey cikmadi minyon sadece dedi.

Medipol univ.hastanesi Cocuk endokrinoloji Doc dr S.Erdal Adal 

Erdal bey de son 1,5 yildir takipteydik troid,gelişme horminlarina bakildi ve artik boy uzama seyri benim için yeterli bana gelmenize gerek yok dedi.Kilo alimini düsuk bulduğu için çocuk gastroenteroloji sine yönlendirdi.

Bezmialem Vakif Univ.hast.Alerji Dr Doc.Dr Emin Ozkara

Besin alerjimiz hala devam ediyor mu acaba oyuzden mi yedikleri yaramiyor diye düşündüğüm için yeni götürüp koldan test yaptirdim çok şükür besin alerjimiz kalmamis.

Safak hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Akin bey.

Serra 2 yasindayken goturdum acaba kalbinde bir problem var da ondan mi gelişmiyor diye bir de ağlarken sanki katiliyordu,sesi gidiyordu..çok sukur kalpte de bir problem cikmadi.

Bezmialem Vakif Üniv.hast. Gastroenteroloji Doc.Dr Selim Ersöz
Gecen hafta gittik Selim bey e ve dışki testi,çölyak testi ve ter testi istedi.Dışkı testi ile cölyak testinde bir sorun cikmadi çok sukur inşallah ter testinde de  bir sorun cikmayacak.3 günlük yediklerini ve miktarlarini yazacagim bir liste verdi ve çocuk diyetisyenine göstermemi istedi boylece endokrincimizin 6aydir kullandirdigi özel gelişim mamamiza devam etmemize gerek var mi ona bakacaklar.
Bezmialem Vakif Üniv.hast. Çocuk diyetisyeni Eftal hanm.

Elimizde  3gunluk yediklerinin detayli  listesiyle gittik ve Eftal hanim günlük alması gereken 1500 kaloriyi ve butun vitaminleri,proteini gayet  güzel aliyor extra mamaya hic gerek yok  dedi.Kilosu da boyuyla orantili minyon bence sorun yapmayin, bu şekilde beslemeye devam edin ilerde birden de boy atabilir belki dedi.

Serra nin beslenmesine ne kadar özen gösterdiğimi bilenler bilir.Bu yasa kadar evde mayalanmis yogurduna hala devam ederiz,eti, sutu,baligi ,sebzesi ne yemesi gerekiyorsa bir şekilde yediriyorim hatta su an ana okulunda olduğu için haftalik yemesi gereken mayalanmis yoğurdunu günlük sütunu ben goturuyorm öğretmeni de gereken hassasiyeti gösterip her gün tuketmesini sagliyor sağolsun.Bir dönem evde kefir de mayalayip yedirdim haftada 3gun balik yedirmeye gayret ettim.Sonuç itibariyle ne kadar buyuycekse o kadar büyüyor.

Çocuğa bebekliginden beri yapilan testlerin haddi hesabi yok bir turlu %3 persentili gecemedik ama artik gastroentroloji ter testi de sonuçlandıktan sonra çocuğu daha fazla strese sokmadan rahat birakacagim.Amacim sadece elimden gelen herşeyi yapip gerisini Allah a birakmak sonra şöyle yapsaydim farklı olur muydu dememek.Yani genetiğinin en iyisi olsun diye ugrasiyorum tabii hiçbir şekilde hormonlariyla falan oynamadan.

Çocuklar bizim hissiyatimizi gayet iyi anliyorlar bir donem çocuğun o kadar sik
boyunu olcuyordum ki çocuk bir gün bana "anne sen üzülme ben taburenin üstüne cikarim öyle olceriz boyumu" dedi.Ozaman anladim çocuğu ne kadar strese soktuğumu ve biraktim boy ölçmeyi.

Yani kisacasi cocuklarimizin yaninda bu konuları konuşmamaya dikkat etmek gerekiyor ve o kadar iyi anliyorlar ki neler hissettigimizi onlar da bizimle ayni duyguları paylasiyorlar o yüzden biraz rahat bırakmakta fayda var.(tabii gerekli arastirmalari yaptıktan sonra)

28 Kasım 2014 Cuma

Misafir için lezzetli tarifler ..Müthiş Kuzu Tandir..




 Kuzu but(uç kismini siyirip etli kismini(ya da kuzu boyun eti kullanabilirsiniz)
Eti once duzgunce yikayoruz daha sonra etin uzerine yarim limondan daha az limon sikarak tuz da ilave ederek elimizle ovalayip her yerine yediriyoruz.Bicakla ete birkaç bicak darbesi atiyoruz ki kolay pissin.(limon da kolay pişmesini sagliyor,ekşilik vermiyor.)

Eti dudukluye koyun ve 3,5/4 saat mum isigi gibi en kisik ateşte içine hic su koymadan pişmeye birakin.Dudukluyu actiginizda içinde su bile kaldigini göreceksiniz.(kuzu eti kisik ateşte sulaniyor.)suyunu bir kaba suzun.
Dudukluden ciktiktan sonra et soğuyunca kemiğinden ayirip didikliyorsunuz.Kendi yagiyla ya da çok az suyundaki yağdan koyup üzerine kekik de ilave edip tencerede çok az ceviriyorsunuz.

Etiniz hazir...yanina etin suyundan ilave edebileceğiniz nohutlu pirinç pilavi veya bulgur pilavi yapabilirsiniz bir de salatayla mükemmel oluyor.(yaninda lavas ekmegiyle de servis yapabilirsiniz.)

Afiyet olsun..

24 Kasım 2014 Pazartesi

Bir garip dilenci kadin güncesi..


Son günlerde gözlemlediğim  beni karmasik duygulara sokan, doğru bildiğim şeylerde şüpheye dusuren
çok ilginc şeyler paylasmak istiyorum sizlerle..

Serra yi okula götürürken her gün eyüp carsinin içinde bir türbenin onunu meske tutmuş bir dilenci bayan ve yanindaki 4/5 yaslarindaki oglu hergun beni biraz daha sasirtmaya devam ediyorlar..

Ben de herkes gibi her sabah gordugumde çocuğun haline aciyor ve içimden kendi ne yapiyorsa yapsa da çocuğu peşinde suruklemesine izin verilmese devlet alsa bunların elinden çocuğunu diye geciriyordum..(tabii bir çok dilencilerin kucaginda gördüğümüz bebekler kendi çocukları bile değil kacirilmis çocuklar olabiliyor hatta bu bebeklerin sürekli kucakta uyuyor olmasi tuhafliginin aciklamasi da ilaçla uyutuluyor olmalari diye duyumlar almistim)

Ben boyle şeyler dusunerek her gün önlerinden geçerken ister istemez bazi şeyleri gozlemlemek durumunda kaldim

Bir kere her sabah gerçekten ise gelir gibi ayni saatte yagmur camur demeden yürüyerek kendi mekanlarina gelinceye dek herkesle selamlasarak güler yüzle tipki eyüp içindeki esnaflardan biriymiş de kendi dukkanini açmaya gelirken diğer esnaf arkadaşlarıyla selamlasmayi da ihmal etmiyormus gibi davranması gerçekten takdire sayandi..(ayni şekilde esnaflar da onu selamliyorlar)

Çocuğunun okul cantasi sirtinda (sanirim içinde orda bütün gün kullanacagi eşyalar var,okula gittiğini sanmiyorum.) ve siki durun..beni sok eden bir sey daha sabah gelince ilk is çocuguyla da oynuyorlar birsure.Çocuk yasinin gereği ve erkek çocuk olmasinin verdiği enerjiyle koşturup duruyor annesi de peşinde..ama çocuk da annesi de öyle güler yüzlü ve mutlu gorunuyorlar ki sasarsiniz..hatta bir keresinde onların mekan yaptigi turbenin karsisindaki magazanin önünde çocuk bisikleti satan mağaza sahibi çocuğu cagirip bisiklete binmesine izin verdigine tanik oldum,gerçekten cocugun yüzündeki sevinci herkes gormeliydi..

2 gün önce de yine önlerinden geçerken genç 20 yaslarinda gayet modern bakimli bir bayanin yanlarına gelip "hey mecnun naber?" deyip cocukla sakalastigini ve sonra donup annesine de naber nasil gidiyor diye konuştuğunu gördüm ve saskinligim bin kat daha artti..

Simdi nereye varmak istiyorsun diyeceksiniz? Valla doğrusunu soylemek gerekirse ben bu gördüklerim karsisinda ne dusunecegimi sasirdim,kisaca asagida ozetliyecegim varin siz bir sonuca ulastirin;


  • Çocuklar ne is yaparsa yapsin annelerinin yaninda gerçek anlamda mutludur sonucunu mu cikarmaliyiz? Yani bu çocugun kotu birşey yapiyor da olsa annesinin yaninda kalmasi mi daha doğru sizce?
  • Dilencileri gerçekten bir esnaf arkadasimiz gibi bagrimiza basip yaptiklari isi onaylar gibi içimize dahil mi etmeliyiz? Yoksa onlari bir is yapmaya teşvik ederek belki bir is vererek mi ellerinden tutmaliyiz?
  • Bu cocugun annesinin yaninda zor koşullara rağmen onunla oynayarak güzel vakit geçirerek büyüdugunu varsayarsak buyudugunde hayata bakis acisi ne olur sizce?nasil bir insan olur?
  • Yaptigi ise rağmen insanlarla boyle iyi iliski kurabilen çocuğuyla da " meslektaslarina kiyasla" iyi ilgilenen bir kadin hic mi alin teriyle bir isin ucundan tutamaz sizce?
Ben bu insanları ister istemez  her gün gozlemlemeye devam edeceğim ama çocukla da konuşmak istiyorum ve gerçekten yanlis dusundugum birşeyler varsa ya da saskinligim bir kat daha artarsa yine size yazacagim sizin de yorumlarnizi merak ediyorum...

16 Kasım 2014 Pazar

Yeni oyuncaklara mi ihtiyaciniz var?

Cocuklar sürekli oyunla kendilerini gelistiriyolar ve kendilerini oyunla ifade ediyorlar.Bu da sürekli yeni oyuncaklar,yeni oyunlar bulmak demek.Bunu yapmak illa da her an oyuncakci oyuncakci dolaşmak demek değil evde de çok basit malzemelerle çok yararli oyunlar kurabiliriz.Hatta bir çoğunu kendileri buluyorlar yalnızca onlara destek olmak yeterli..

Biz Azra ile kurdanlarla çok güzel oyunlar bulduk,size de tavsiye ederim.

Önce kurdanlara sus boncuklar geçirerek kucucuk deliklere denk getirmeye calisarak ince motor becerimizi gelistirdik.

Sonra Azra onlari haliya dikerek kurdan ağaçlar yapmayi dusundu.

Sonra diktigimiz kurdanlarla değişik şekiller yaptik,çok eglendik.
Mandallarla oynamayi da çok sevdik.
Önce onlari renklerine gore ayirip renk bilgimizi arttirdik
sonra da yere mandallarla şekiller yaptik.

Daha sonra da mandallari birbirine tutturmaya calisarak yine ince motorumuzu gelistirdik.

Serra ve Azra evde birarada olduklari zaman da pepe dergisinden kestigimiz karakterleri canlandirip kendi çizgi filmimizi kurguladik,gerçekten çok eglenceliydi.En güzel tarafi da kardeşleri birlikte oyuna dahil ettiğiniz için olasi kavgaları da önlemiş oluyorsunuz.

3 Kasım 2014 Pazartesi

Emir in Korsan doğum günü Organizasyonu




Haftasonu kizlarimla kuzenleri
 Emir'in o muhteşem doğum günü partisindeydik.

Gerçekten herşey en ince ayrintisina kadar düşünülmüş tek kelimeyle mükemmel bir organizasyondu.

Kendimi nerdeyse issiz bir adada korsanlarla başbaşa hissediyordum ki ganimet gibi çeşit çeşit tatlilar,salatalar,börekler beni kendime getirdi;











Organizasyonun sahibi sevgili gorumcem Begüm bu müthiş partiyi kendisi hazirladi ve eğer siz de çocuğunuza boyle essiz doğum günleri hazırlamak isterseniz sizin için de harika organizasyonlara imza atabilir.

Bilginize...

27 Ekim 2014 Pazartesi

Çocuğum.için besleyici öğünler 4...brokoli kerevizli yoğurt corbasi


Ben hala brokoli ve kerevizi caktirmadan yedirme calismalari kapsamında yeni tarifler üretmeye devam ediyorum.Bu anlamda bu çorba  da gayet basarili oldu;)

Malzemeler

4/5 dal brokoli
3/4 dilim kereviz(ben brokoli ve kerevizleri yikayip küçük parçalara ayirarak buzluga koyuyorum)
Yarim kirmizi biber
1kucuk patates
1buyuk dis sarimsak
3/4 yemek kasigi ince bulgur
1yemek tabagi yoğurt
Tuz,su,sizma zeytinyagi

Yapilisi
Brokoli,kereviz,biber,sarimsak,patates uzerini gececek kadar su ve tuzla yumuşayana kadar pisirilir.İnce bulgur ilave edilip biraz daha pişirilir.Bu karisim blenderdan geçirilir sonra 1/2kasik alip yoğurda ilistirarak icine yogurt ilave edilir.
Altini kapatip zeytinyagi da konulunca bol vitaminli corbamiz hazir.

Miniklere afiyet olsun..

23 Ekim 2014 Perşembe

Misafir için lezzetli tarifler 15..Tencerede sipsak pizza




Haber vermeden gelen misafirler için sipsak hazirlanabilecek nefis bir lezzet..

Malzemeler

1 yumurta
2 yemek kasigi sivi yag
1 cay kasigi kabartma tozu
2 turk kahvesi fincan  un
2 fincan yogurt

Yapilisi

Yukarıdaki malzemeleri karistirip hamuru elde ettikten sonra yağladiginiz  elinizle tava/ tencereye hamuru yayiyorsunuz.Üzerine biraz ketçap surunve sucuk,salam,biber,domates,kasar,mantar,zeytin istediğiniz malzemeyi dizin.Tencerenin kapagini kapatip en kisik ateşte alti kizarana kadar pişirin.

Afiyet olsun..

21 Ekim 2014 Salı

Çocuğum için besleyici öğünler 3...tarhanali brokoli corbasi



Evet yanlis yazmadim tarhanali brokoli corbasi çünkü içinde tarhana az, büyük oranda brokoliden oluşuyor..

Bizim evde ne kadar evirip çevirip farklı şekillere soksam da brokoliyi ben ve esim  yiyemiyorduk ama çocuklara herturlu corbasini yapiyordum..

Sonunda bütün aile fertlerinin sevebileceği bir brokoli corbasi tarifi icad ettim sanirim..


Malzemeler

Tepeleme 1yemek tabagi dolusu brokoli
4kofte miktarı kiyma
1kucuk soğan
1buyuk dis sarimsak
1kucuk havuç
2yemek kasigi tarhana
Yarim yemek kaşigi tatli biber salcasi
Su
Tuz
Sizma zeytinyagi

Yapilisi

Brokoli,kiyma,soğan,sarimsak,salça ve  havucu üzerine istediğiniz koyuluk kadar su ve tuz ilave edip yarim saat kadar  pisiriyoruz.Daha sonra tarhanayi ilave edip 15dk kadar daha pisiriyoruz.
En son ocagi kapatip corbayi blender dan geçiriyoruz ve üzerine sizma zeytinyağı ekliyoruz.Tabaginiza limon da sikip servis yaparsaniz güzel oluyor.

Afiyet olsun..







Misafir için lezzetli tarifler 14....Hayatimda yediğim en lezzetli browni!!!



Bu browniyi her insan evladi ömründe en az bir kere yemeli diyorum..

 Malzemeler:
3 su bardağı süt
1.5 su bardağı şeker
yarim su bardağı sıvı yağ
4 yemek kaşığı kakao
2 tepeleme corba kaşigi çikolata sosu
2 adet yumurta
1.5 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya

Yapılışı:
Süt,şeker,yağ,kakao,toz cikolata sosu ve vanilyayı iyice çırparak karıştırınız.Bu kakaolu karışımdan 1,5 su bardağı kadarını 1 kenara ayırınız.Kalan karışıma yumurtaları,unu ve kabartma tozunu da ekleyip yağlanmış fırın kabına dökünüz.175 derecede ısıtılmış fırında 70 dk pişiriniz.Kek sıcakken,ortalarını kesip ayırdığınız kakaolu karışımı ısınması için üzerine döküp disarda biraz sogutup buzdolabinda da 2/3 saat beklettikten sonra servis yapınız.

Afiyet olsun..

20 Ekim 2014 Pazartesi

Misafir için lezzetli tarifler 13..Elmali lezzet toplari



 Bu tarz toplardan çok yedim gercekten ama cikolatali olmamasına rağmen oldukça basarili bulduğum nadir tatlılardan oldu..
Dolayisiyla hemen paylasiyorum;

Malzemeler

3 elma
1 paket petibor biskuvi
1 cay bardagi findik ici
2 kasik seker
yarim cay bardagi sut
1 tatil kaşifi tarcin
hindistan cevizi

Yapilisi
Elmalari soyup rendeleyip sekerle biraz yumusayana kadar pisiriyoruz.
Biskuvileri ve findiklari rondodan gecirip (findiklar cok cekilmeyip biraz taneli kalmali ki bence lezzet sirri burda) iyice sogumus elmalarla karistirip sutu de ekleyerek yogurup top halinde sekil veriyoruz.

Oldukça basit ve bence misafir için sofrada bulundurulması gereken bir tatli çeşidi..

Afiyet olsun..

10 Ekim 2014 Cuma

Ağlamak içimizdeki zararlı maddelerden kurtulmaktır...birakin çocuklar ağlasin!!!




    Uzman psikolog Aletha Solter i arastirdikca ve tanidikca bildigimiz dogrulardan nekadar uzak oldugunu ve diger psikologlardan da cok farkli dusuncelere sahip oldugunu goruyorum ve kendisine hayranligim bir kat daha artiyor."Bilincli Bebek"ve "Cocugunuza kulak verin " adli iki kitabini da gercekten en kisa zamanda edinmeye karar verdim.Aslinda İstanbul'da birkaç kere seminerler düzenlemiş ama maalesef öğrenmekte geç kaldim,inşallah bundan sonra istanbul a geldiğinde bilgim olursa muhakkak katılmak isterim.Ben de arastirmalarim sonucu kendisini tanidigim kadarıyla en carpici düşünceleriyle size tanıtmak istiyorum.

 Ozellike cocuklarin aglama nöbetleriyle ilgili diger psikologlardan "dikkatini farkli yone cekmemiz gerektigini "ogrenirdik oysa Aletha, tam tersine cocugun aglamasini bastirmayin birakin aglasin diyor!!
Öncelikle çocuğun ağlama nobetinin sebebini bulmak gerekiyor.Çocukların aglamasi stres kaynaklı bir eylemmis.3 çeşit stres kaynagina değinilmiş;
Birisinin çocuğa yaptigi kotu bir davranis sonucu,
Bir ihtiyacin karsilanmamasindan dolayı(AC olması,uykusuz olması,fiziksel temas eksikliği gibi)
Durumsal stres(hastalık,hayal kirikligi,ebeveynin stresli olması)
Çocuklara siddet gösteren ebeveynlerin %80i bunu çocuğun aglamasi esnasinda yapiyorlarmis yani ağlama olayini cozersek buna da büyük ölçüde engel olmuş oluruz.
Stres, Hiperaktivite, konsantrasyon bozukluğu, şiddet, korku, uyku bozuklugu,asiri dikkatsizlik ve öfke nöbetleri gibi bir çok şeyin ana sebebiymis.
Stresi boşaltmanın farklı yollari ise soyle:Konuşma/gülme, oyun terapisi ve -yanlış anlaşılarak davranış bozukluğu olarak aciklanan- ağlama ve öfke nöbetleri.
Aletha Solter, birçok uzmanın, kitaplarında ağlama ve öfke nöbetlerini “davranış bozukluğu” olarak nitelendirdigini,kendisinin ise bunları çocukların sakin ve sağlıklı kalabilmek için başvurdukları bir yöntem olarak değerlendirdiğini soyluyor.
Hatta ağlamanın, stresi atma konusunda ne kadar faydalı olabileceği konusuna  "Cocuğunuza Kulak Verin "kitabında da değindiği gibi, Yapilan arastirmalara gore insanin duygusal nedenlerden dolayı aglamasi soğan dograrken gozumuzden akan yas gibi değilmis tipki idrar yapmak gibi vücuttan zararli olan maddeleri atmak için bir yolmus ve gozyaslariyla vucudumuzdan atilan maddeler stres sonucu içimizde biriken maddelermis.Dolayisiyla gozyaslarimizi baskiladigimizda vücudumuzda fiziksel ve psikolojik sorunlar ortaya cikiyormus.Hatta ağlamak stresi bosaltmakta spordan daha da etkil bir yontemmis.
Biz bilmeden cocuklarimizin aglamasini nasil da bastirmaya calisiyoruz,özellikle erkekler ağlamaz diye yetistirdigimiz çocuklar büyüyünce de ağlamamak için kendilerini ne kadar çok tutuyorlar ve içinde ne kadar zararli madde tasiyarak belki de oyuzden erken öluyorlar diyor Aletha Solter.

Cocuklarin ailelerini manipüle etmek için agladigi düşüncesine karsi ise,hayir diyor,ebeveynler öyle olduğunu sanar çünkü bir cogumuz aglamanin bir simariklik olduğunu düşünüyoruz diyor.Hatta kendinin de boyle bir durum yasadigini soyle anlatoyor; 6yasinda kizi onu okuldan sonra sirke goturmedigi için ağlama krizine girip  annesine "Sen aptalsin" der fakat daha sonra öğretmeninden o gün çocuğun okulda arkadaşıyla kavga ettiğini ve arkadasinin ona aptal dediğini öğrenmesi üzerine Aletha anlar ki cocuk kendisine o gun kotu bir gün geçirdiğini o şekilde anlatmaya calismistir.
Bunu okuduğumda Serra yi sabah okula hazirlarken her zamankinden yavaş hareket edip mizmizlanmakla aslinda benimle daha fazla zaman geçirmek istediğini okuldan aldigimda da sebepsiz yere ağlamak için bahane aramasiyla aslında "çok yorgunum ve seni özledim tek istediğim dinlenmek ve sadece birlikte güzel vakit geçirmek" demek istedigini anliyorum ve  birden bir balyoz iniyor sanki kafama!!
Oyleyse ağlayan çocuğumuza nasil davranmaliyiz?


  1. Ağrısı, rahatsizligı var mı diye bakalim,
  2. Fiziksel temasta bulunup, sarılalim,
  3. Ağlamasını kabullenip,onu dinleyelim.
Yani tipki bir arkadasimizin omuzumuzda aglamasina izin verdigimiz gibi onu dinleyecegiz,haklisun uzgunsun  biliyorum diyecegiz ama susturmaya calismayacagiz.
Hepimiz zaman zaman asagidaki aglamayi kesme yöntemlerine bas vuruyoruz;

  • Kızmak
  • Cezalandırma, tehdit.
  • Çocuğu uzaklastirma,odasina gönderme.
  • Onu bebek gibi agliyorsn diye utandirma.
  • Emzirme, emzik verme (bebekken)
  • Dikkatini dağıtmak.
  • Güldürmeye çalışmak.
  • Acısını hafife almak,o da bisey mi demek.
  • Ağlamayan çocuğu ovmek.

Kisacasi çocuğun ağlamasını bastırmak ona saygısızlık etmekten başka bir şey değil. Çocuğun istenmediğini, sevilmediğini hissettiriyor anlasilan.

Aglamak surekli bastirilirsa DEPRESYON,KRONİK ENDİSE,SİDDET,MADDE BAGİMLİLİGİ,TİRNAK YEMEK,SAGLİKSİZ BESLENME,DUYGUSAL BAGİMLİLİK GİBİ PEK COK SEYE SEBEP OLABİLİYORMUS.
Kisacasi,çocuklar cani acidiginda ya da kirildiklarinda duygularini kelimelere dökemeyip ağlamaya başvurbiliyorlar bizim de yapmamiz gereken sadece onlari anlamaya calisip aglamalarini bitirmelerine izin vermek çünkü ancak sonrasında rahatlamis bir şekilde hayatlarına donebilirler.

8 Ekim 2014 Çarşamba

Misafir için lezzetli tarifler 12...Doğal Kirmizi Ayva tatlisi



  Hiim nasil kizardi bu ayvalar boyle? Nasil bu rengi aldi? Ya üstündeki jöle kivaminda sosu? Dediğinizi duyar gibiyim..

Yok öyle abartilacak birsey canim...

Sirri gayet kolay,acik ve net iste acikliyorum..

Ayvalari pişirirken çekirdeklerini ve kabuklarini da üzerlerine ekleyin hepsi bu..

Goruceksiniz hic gida boyasina ya da yaninda renk verici vişne falan eklemeye lüzum yok..tamamen sadece ayvadan bu rengi kolayca elde edebilirsiniz;

Malzemeler;

6 adet küçük/orta boy ayva
4,5 su bardagi seker
2 su bardagi su

Yapilisi

Ayvalari soyup ortadan ikiye bölüm ve kabuklariyla,çekirdekleriyle beraber tencereye koyun,2 su bardagi suyu da ekleyin altini harli bir şekilde acin ve kaynayinca hemen kisip şekeri de ilave edin.(isteyen 1adet cubuk tarcin  da atabilir,ben kullanmiyorum.) tam 2saat kisik ateşte pişirin 2saatin dolmasina 15dk kala ayvalarin kizarmaya basladigini göreceksiniz.

Piştikten sonra tabaginiza alin uzerine de suyundan dokmeyi ihmal etmeyin çünkü o suyu donunca jolemsi bir hal aliyor ve tatlimiza lezzet katiyor.en üste de doğal sut kaymagi varsa müthiş olur yoksa hazir kaymak da olur.Dilerseniz ceviz de ekleyebilirsiniz ben öyle seviyorum..

İste misafirinize gayet pratik bir tatli,

Afiyet olsun..


2 Ekim 2014 Perşembe

Dr Meryem Kucuk ile Soylesi 2.bolum Alerjik Cocuklar...


Soylesimize kaldigimiz yerden devam ediyoruz;


4. Alerjik cocukla kis nasil gecirilmeli, ozelikle alerjik 2 cocuk annesi olarak bana bazi ipuclari verir misiniz?

Oncelikle alerjik cocuklar her zaman hasta olmaya daha yatkinlardir, onlari alerjik olmayan cocuklarla karsilastirmak cok yanlis olur cunku alerjik cocuklarda surekli geniz akintisi oldugu icin o bolge hep islak kaliyor ve ilk firsatta enfeksiyon kapmaya yatkin oluyor. Yani onlarin daha sik hastalanmasi bagisiklik sistemlerinin dusuk oldugunu gostermiyor.


Bu yuzden alerjik olan cocuga daha fazla ozen gostermemiz gerekir.Onlari Enfeksiyon kapma riski fazla  olan ortamlardan(toplu tasima araclari, avm ler gibi) uzak tutmaliyiz.


Cocugun alerjisini daha da tetikliyecek olan pelus oyuncaklar ,yun yorgan, yastik ve ozellikle yattigi odada halidan uzak durmaliyiz.

Yattigi Odasi fazla kalabalik ve aksesuar, oyuncak, kitap tan uzak tutulmali ve siksik nemli bezle tozu alinmalidir.

Polarli giysiler de alerjiyi tetikliyor.

Yumusatici ve sivi deterjandan da uzak durulmali.(deterjani sivilastirmak icin daha cok kimyasal kullaniliyor)

Evde rutubetten uzak durulmali ve ev hergun  iyice havalandirilmalidir.(polen mevsiminde saat 15:00 ten sonra)
Bitisik nizam evler (binalar birbirine cok yakin) olmamali ki evi tam anlamiyla havalandirabilesiniz.

Evin gunes gormesi de onemli tabii.

Alerji mevsimlerinde  yani eylul, ekim, kasim ve mart, nisan, mayis aylarinda alerji ilaclarini ve alerjik burun spreyini ihmal etmeden her gece vermeliyiz.(doktorunuzun onerdigi alerji ilaclarini tabii ki)Yani problem gecse de ilaca devam etmek gerekir bu donemde.

5.    Alerji ilaclarini surekli kullanmamizin  bir zarari var mi?Sonucta sadece yaz aylarinda alerji sikintisi cekmiyoruz onun disinda genelde surekli kullanmak durumunda kaliyoruz.


Antihisteminik dedigimiz grupta bazi eski ilaclar kalp sikintilarina sebep olabiliyordu, onlar zaten yasaklandi ama simdi kullanilanlar minimal etkiye sahip yani cok  fazla zarari yok, genelde uyku yapiyor bundan da anneler sikayetci degil;)) alerjik burun spreyi kilo yapabiliyor sonucta kortizon iceriyor ama kilo almaya yatkin cocuklarda yapiyor.Bazi alerjik burun spreyleri  burun mukozasini inceltebiliyo oyuzden sadece gece yatmadan 1 kez verilmeli gunde birkac kez degil.

6.Peki cocugumuzun oksurugunun, hapsurugunun, burun akintisinin alerjik olup olmadigini nasil anliyabiliriz?

Ozellikle mevsimsel gecislerde gecmeyen inatci oksuruk, hapsuruk, burun akintisi varsa alerjiktir.

Ornegin cogu anneden duyuyoruz hangi soguk alginligi ilacini kullansam, ihlamur, bal, adacayi, tarcin neyaparsam yapayim oksurugu duzelmiyor diyorlar, bu oksuruk alerjiktir.

Bir de alerjik oksuruk daha cok gece yeni uykuya daldiginda ve sabaha karsi olur.



Tekrar cok tesekkur ederim vakit ayirip verdginiz bilgilerden dolayi..






Aile hekimimiz Meryem Kucuk 'le keyifli bir soylesi..




   Oncelikle , her zaman gulen yuzuyle bizi karsilayan  hatta nerdeyse her hafta, artik  "gun formatinda" yanina ugradigimiz  aile hekimimiz Meryem hanima tesekkurle soze baslamak istiyorum.Kendisinin beni kirmayip  mesai disindaki degerli vaktinde  soylesi yapmayi kabul etmesi buyuk incelikti.

Ben onemli gordugum yerleri renkli yazdim sizin de dikkatinizi cekecegini dusunuyorum;

  1. Ilk soruda hepimizi yakindan ilgilendiren bir konuya deginelim istiyorum.Sizce kışı nasil gecirmeliyiz, nelere dikkat etmeliyiz?
Cevap;

 Oncelikle beslenmemize cok dikkat etmeliyiz ozellikle c vitamini agirlikli beslenmeliyiz.

 Kalabalik ortamlardan uzak durmak lazim, ozellikle Avm lerden.

Bitkisel destek almaliyuz zencefil,tarcin, bal,corek otu gibi.

Herseyin dogalini yemek lazim.

Mevsimindeki sebze meyvelerden yararlanilmali.

Bilgisayar, telefon, tv kumandasi, tablet gibi surekli elimizin altinda olan seylerin temizligine dikkat etmek gerekiyor.

Cocuklari evde kapali alanda tutmak yerine hergun mutlaka disari cikarmaliyiz, acik havada dolasmalarini saglamaliyiz.Acik havada mikrop olmaz ,parkta kisin da oynayabilirler! Cocuklari Toplu tasima araclarindan ve Avm lerden uzak tutmaliyiz .

Cocuklarin usumesinden cok terlememesine dikkat etmek lazim, cok kalin katkat  giydirmemek gerekiyor.

Cocuklarimiza kullandigimiz atki da hastaliga sebebiyet verebiliyor, mumkunse hic kullanmamak lazim ya da maske gibi muamele yaparak her kullanimda yikamak/degistirmek gerekli.

Cocuga burundan nefes almayi ogretmeliyiz.Burun, soguk havayi ilitiyor zaten ve vucuda cok soguk olarak girmiyor.

         2.Grip asisi olmamizi ya da cocuklarimiza yaptirmamizi onerir misiniz?


   Ben insanin bagisiklik sistemini kendisinin gelistirmesi taraftariyim ama cocugunuz veya siz cok sik hastalaniyorsaniz zaten  bagisiklik sisteminiz dusuk demektir ozaman
5 yasindansonra yapilabilir ya da astiminiz varsa ozaman da yaptirmaniz tavsiye edilebilir. Cok gerekliyse bazi cocuk doktorlari 2 yasindan sonra da grip asisi yaptirmaniza izin verebiliyorlar.

YUMURTA ALERJISI OLAN COCUKLAR KESINLIKLE GRIP ASISI OLMAMALILAR,BU ASI YUMURTA AKINDAN YAPILDIGI ICIN ÖLUMCUL SONUCLAR DOGURABILIR!!!


         3.Doktor bir anne olarak kiziniza hangi durumlarda ve ne siklikta antibiyotik kullaniyosunuz?


Kizim sadece 3,5 yasinda 1 kere antibiyotik kullandi o kadar!!

- Ben şoktayim:0    hemen soruyorum bunu neye borclusunuz??

Ben cok sik ates dusurucu kullanmayisima bagliyorum, 39.5 derece olmadan ates dusurucu vermem.Ilik dus aldiririm disari cikaririm, koltuk altina soguk kompress yaparim ve vucudun mucadele etmesni beklerim.39.5 u beklemeseniz de 38.5 derecenin altindaki ateste hemen ates dusurucelere basvurmayin cunku Ates dusuruculer   bagsiklik sistemini  baskiliyor,yani vucuda savasma tekniklerini ogretmemizi engelliyor.



Soylesimizin devami ALERJIK COCUKLARLA ilgili onu da yarin ayri sayfada yayinlarim, takipte kalin..

1 Ekim 2014 Çarşamba

Kulağımızı temizlediğimizi sanarken kulağımızdan olmayalım..



  Her zaman duyarız kulak çubuklarının zararlı olduğunu ama açıkçası ben de bir süre öncesine kadar çok ileri itmiyorum ki zararı olmaz diye düşünerek çocukların kulağına kulak çubuğu kullanmaya devam ediyordum, temizlik yaptığımı sanarak..

Taa ki normal Dr kontrolünde doktorumuz küçük kızım Azra nın kulağının kirden tıkanmış olduğunu söyleyene dek...

Kaç tane KBB Dr una da götürdük ayni şeyi söylediler "kulak çubuğuyla kir ileri itilmiş olabilir kesinlikle çubukları da vakumlu olan kulak temizleyicilerini kullanmayın" dediler üstelik çocuğun duymasını bile önemli ölçüde etkilermiş.

O günden beri çocuklar için de kendim için de kulak temizleyici kullanmıyorum çünkü kulak zaten kendi kendini temizleyen bir mekanizma. Yani  bizim kulak çubuğuyla kulağın içini karıştırıp pamuğu sapsarı gördükçe "aaa bak ne kadar kirlenmiş" diyerek büyük bir temizlik yaptığımızı sanmamız sadece kendi psikolojimizi düzeltiyor,kulağa bir faydası yok;)

Ben de bu olaydan sonra bu konuyu detaylı bir şekilde araştırdım da meğer ne kadar önemli bir konuymuş sizinle de paylaşmak istedim;

  • Öncelikle kulak çubukları kulağın içini temizlemek için değil kepçesindeki kıvrımları temizlemek için icat edilmiş bunu aklimizin bir köşesine yazalım.
  • Dış kulakta zedelenme oluşabiliyor ve o zedelenmelerden kolaylıkla enfeksiyon kapılabiliyor.
  • Bizim de başımıza geldiği gibi kirler ileri itilebiliyor.Normalde dış kulağın yaptığı kendini enfeksiyonlardan koruyan kahverengi bir salgı,yine dış kulak yolu tarafından dışarı atılıyor ve biz bunu göremiyoruz.Kulak çubuğuyla biz bu salgıyı içeri itersek dış kulak yolu kanalı kapanabiliyor.
  • Kulağımız kendi kendini temizleyebiliyor ve aslında pislik dediğimiz bu salgılar bizim için yararlı ama biz onları içeri ittikçe işitme kaybına da yol açabiliyoruz.
  • Kulak zarimiz tahminen 2.5-3cm kadar içerde yer alıyor,kulak çubuğu ve herhangi bir şey sokarak ya da tokat atma darp gibi etkilerle kulak zarı delinebiliyor.
  • Kulak çubukları zamanla kulağın kendi kendini temizleme işlevini bozduğu için bazı tıkaçların ortaya cikmasini sağlıyor ve bu da suyla temasla mantar gelişmesine sebep oluyor.

  Kısacası evdeki kulak cubuklarını artık sadece banyodan sonra kulağın dis kısmındaki suyu almak ve kulak  kepçesindeki kıvrımları temizlemek için kullanıyoruz.Amman dikkat diyorum..

16 Eylül 2014 Salı

Aferin diyerek bir çuval inciri berbat eden kendime Aferin!!


Cocuk yetiştirmede birseylerin yanlis gittiğini dusunuyor ve kökten değişim yapmanin gerektiğini hissediyorsaniz sizin de benim gibi Aletha Solter ile tanisma zamaniniz gelmiş demektir.Kendisi Attachment Parenting (doğal annelik)savunucusu bir psikolog.

Çocuk yetiştirmede şimdiye kadar doğru bildiğimiz ödül yok,ceza yok,Aferin yok...ne oldu kolunuz kanadiniz kirildi değil mi?Ezberleri bozup kendimizi resetlemenin zamani geldi..

En kisa zamanda Aletha Solter in " Cocugunuza Kulak Verin" kitabini okuyup edindiğim bilgileri paylasacagim ama öncelikle arastirmalarim sonucu  öğrendiklerimi aktarmak istiyorum.

Çocukların aglamasina izin verilmesi,stres ve travmanin iyilestirilmesiyle ilgili düşünceleri de oldukça ilgimi çekti ona başka bir yazimda değinmek istiyorum ama Şuan  daha çok ödül ceza sistemindeki görüşlerini paylaşmak istiyorum zira  en cok ilgimi çeken konu bu oldu benim afacanlar için.

Aletha ya gore çocuga bir şeyi yaptirmak istediğinizde ornegin yemek yedirmek istediğinizde karsiliginda ödül ornegin seker koyarsaniz çocuk hicbir zaman kendi sagligi için yemek yemesi gerektiğini ogrenemez .Ornegin okula giden bir çocuk ödevini ödül için yapiyorsa ona hicbir zaman sorumluluk duygusunu ogretemezsiniz. 
"Super dadi" yi izleye izleye beynimize kazinmis olan yemekten sonra abur cubur ödülü hiçbir zaman içine sinmemis biri olarak psikologlar arasında sanirim en çok Aletha ya yakinlik hissedecegim.

Aferin kelimesi de öylesine hayatimiza yerlesmis ki ceza vermyecegiz diye çocuğa her yaptigi doğru şeyde motive etmek için hemen kocaman bir "aferiiin" i patlativerdigimi farkettim bu yazilari okudukca..Bu şekilde yetişen çocuklar büyüdüklerinde de tipki benim gibi takdir edildikçe motive oluyor her aldiği eleştiride hemen demorolize oluyor haliyle..Bu konuda farkindaligimi arttirdiktan sonra biraz kelimelerime dikkat etmeye calistim da gordum ki bu kelime her agzima geldiğinde onun yerine çok fazla abartmadan sevinçli destekleyici bir ses tonuyla "evet gördüm basardin" dediginizde o da ayni etkiyi yapiyor. Peki farki mi ne? Aferin i kullandikca çocuk zamanla ona endeksleniyor ve neyi ne için yapmasi gerektiğini bilmeden sirf Aferini almak için yapabiliyor oysa "gördüm basardin" dediğimizde ona basarmanin tadina varma firsati verirken siz sadece basarisini gordugunuzu yaninda olduğunuzu onu desteklediğinizi göstermiş oluyorsunuz yani amaç sizin takdiriniz olmuyor..

Doğan Cüceloğlu nun bir programında da şöyle bir olay anlattigina şahit oldum;

Sanirim kendisi öğrenciyken bir profesörün kitap okuduğunu ve o kitap okurken yaninda da çocuğunun birseyin üzerine (tabure olabilir tam hatırlayan adi çim için yazmadim.) tırmanmaya calistigini ve her defasında basaramayip bastan basladigini görmüş burada da profesör çocukla hic ilgilenmeyip kitap okunmaya devam ediyormuş Doğan bey de çocuğa yardim etmek istemiş onu alip taburenin(hatirladigim kadarıyla) üstüne koymuş profesör birden "sen ne yaptin?" demiş.Ben derinden beri ona belli etmeden gizlemliyordum basarmasini bekliyordum ve basarinca sadece evet gördüm basardin diyecektim (sadece tanik olmak) kendi basina başarma hazzina varmasina engel oldun demiş. 

O zaman çok kati bir yaklasim gibi geldi bana neolucak ki yardim etmiş dedim içimden sonrasında da benim çocuğum o kadar uğraştan sonra basarsa ben de çocuk gibi sevinip aferinlere bogardim diye düşünmüştüm ama simdi ayni dusunmuyormusum ki basima gelen bir olayda farkettim. Gecen gün cafe ye gitmistik (sandalyeleri oldukça yuksek olan bir yer) Azra bizim mutfakta yuksek sandalyeye bir cirpida cikmaya aliskin olmasına rağmen ilk 2denemede hemen cikamadi ben hic o tarafa bakmadim yan masadan bir bayan hemen yardimci olmaya calisti ben tesekkur ederiz ablasi kendi cikabilir diye engel oldum gerçekten de 3.denemede rahatlıkla cikti.O zan farkettim ki insanin birseyleri okudukça Dinledikçe arastirdikca düşünceleri değişebiliyor muş demek ki..Tabii ki burda yazdiklrim benim harfiyen uygulaya bildiğim şeyler değil kesinlikle dersini calisip iyice beynine kazimak için not tutan öğrenciler gibi burda yazarak öğrendiklerini pekiştirmeye calisiyorum sadece..Herşeyin basi biraz sabir sonra biraz daha sabir ve daha fazla..

Ve Serra okuldayken bu gibi konularda kendimi motive edip onu okuldan aldigim ilk birkaç saat gayet sabirli davranabiliyorum ama uyumalarina yakin gerçekten sabrim tasiyor. O yüzden en iyisi çocukları olabildiğince erken uyutmak bence...;))




3 Eylül 2014 Çarşamba

Cocuklarla hayat 2...Cocuklarla disarda yemek yemek



Elbette çocuklu insanin da hakki disarda yemek yemek..Cocuklari birakacak birisi olduğunda esinizle başbaşa bir yemek herkesin tercihi tabii ki ama her zaman buna imkan olmayabilir bu durumda da hayata kusecek değiliz. Çok bunaldigimizda  cocuklarla da güzel bir yemek yiyip  nefes alabiliriz nasil mi?


  • Resourant seçimi yaparken  cocugunuzun yasini göz önünde bulundurun ve rezervasyon yaptirrken mutlaka cocuk icin oyun alanlari olup olmadigini sorun.
  • Rezervasyonlu olmayan aniden gelisen bir durumsa ve boyle bir yer bulamiyorsaniz yaninizda mutlaka cocugunuzun cok sevdigi oyuncaklardan bulundurun.(yeni aldiginiz ve daha gormedigi bir oyuncak varsa daha etkili olur)
  • Masadaki naylonlu kurdan sekerlik ne varsa onlarla da oyun kuruyoruz biz.Paketli sekerlerden kule gibi,kurdanlarla sekil yapmak gibi bunlar da baya oyaliyor.
  • Yemeği seven bir cocuksa eline yiyecek birşeyler vererek de oyalayabilirsiniz.
  • Evden sevdiği meyve veya yiyeceklerden yaniniza alabilirsiniz.Onun karni toksa en azindan sizinle birşeyler yeme keyfine varabilir,eğer karni açsa siz yemeginizi yemeden önce onu doyurursaniz daha rahat edersiniz.
  • En son çare olarak kisa bir sure tablet/telefon acizligine başvurabilirsiniz..
  • Tabii sizde de 2yas civari yerinde oturmayan bir çocuk varsa bu tur etkinlikler sadece kisa sure etkili olabiliyor.Bizimki yakındaki masalarla iletişim kurmaya calisiyo oncelikle.Eğer yakin masalarda çocuklu insanlar varsa onunla da biraz oyalanmasini sağlayabilirsiniz.
  • Bütün bu ugraslarin etki alanı geçene kadar yemeginizi cabuk yemek zorundasiniz maalesef keyif yaparak yeme gibi bir lüks yok artik;)) Yemek sonunda cay/kahveler icilirken de biraz yakin civarda dolasmasina etrafi kesfetmesine izin verin bence etrafa zarar vermediği surece tabii..
Afiyet olsun...okadar da kotu ddeğildi acikcasi evde de rahat yemek yiuemefigim için farklı bir mekan kendi daima her zaman iyi gelmiştir.(çocuksuz olduğunuz zamanla kars ilistir mamak lazim)


20 Ağustos 2014 Çarşamba

Cocugum icin besleyici ogunler 2..herseyi icinde sakli krep



Cocuklarimiza kahvalti yaptiramama  sorunu hepimizin ortak sendromu..o yuzden yeni kesfler yapmaya devam ediyoruz..

İste bugunku kesfim herseyi icinde sakli krep..
Yani cocuk sadece bunu yerse hic sikinti yok herseyi yemis oluyor;))pratik bir cozum hepimiz icin...


Malzemeler

1,5su bardagi sut
2yumurta
2dilim az tuzlu veya suda bekletilmis beyaz peynir ya da krem peynir.
2dovulmus ceviz
1veya 2cay kasigi ruseym
Bozadan biraz daha sivi olacak sekilde goz karari un(tam bugday unu daha iyi olur veya kendinize yapiyorsaniz kepekli un)

Tavayi çok az yaglayip iyice isininca Kepçeyle dökerek tavaya yayip iyice pişince diğer tarafi ceviriyoruz.(bildiğimiz krep yani..)

Daha sonra ister içine birşeyler koyarak ister reçel veya Nutella sürerek isterseniz sade yedirin o da yeterli olacaktır..

Afiyet olsun..

19 Ağustos 2014 Salı

İddia ediyorum bu tariften daha kolay bir pizza yok!!




Sabah sabah cocuklar gozunu acar acmaz pizza!! diye tutturduysa evet 10dakikada bu kadar kolay yapilabilecek baska bir pizza tarifi yok hem de firini bile acmadan..citir citir cok da lezzetli..
Ustelik zeytini agzina surmeyen bizim citirlar da bu bahaneyle hem biber, domates gibi sebze yediler  hem de zeytin..

Malzemeler

4dilim ince kesilmis beyaz ekmek ya da tam bugday veya cavdar ekmegi daha iyi olur veya hazir tost ekmegi
1tatli kasigi yogurt
1Tatli kasigi domates salcasi
Kasar
Sucuk
Zeytin
Kirmizi biber
Yesil biber
Domates

Hazirlanisi

Ekmekleri ince dilim kestikten sonra karistirdiginiz yoğurtla salcayi üzerlerine surun ve sonra bütün malzemeyi paylastirin.Elinizle yagladiginiz tavaya ekmekleri dizin çok az da su serpin agzini kapatin.Tahminen
5/10dakikada pisiyor.

Afiyet olsun..

16 Ağustos 2014 Cumartesi

Buraya bir kus konmus oyunu adalet sistemi...





Bugun dusundum de ne oynatiyoruz cocuklarimiza yeterince dikkat ediyor muyuz ne verdigimize diye...yoksa en bastan yanlis mi ogretiyoruz diyorum hayati..

 Buraya bir kus konmuş bu görmüş bu vurmuş bu pisirmis bu yemiş şeklinde bir paylasim sistemi öğreten insanlariz biz..bu şekilde çocuğumuz adalet anlayisini ne kadar doğru öğrenebilir acaba..
İs bolumu yapiliyor birileri goruyor,yakaliyor,pisiriyor ama sadece biri yiyor ...hele bir de okuldan gelen zavalli var ki ona hicbisey kalmiyor.. ustelik niye okuldan geliyor bu çocuk?bunu duyarak buyuyen cocugun kafasinda okuldayken biseyleri
kacirma düşuncesi oluşmaz mi?oyundan gelsin efendim, disardan gelsin..
Sonra neden kus vurulup kesilip yeniyor?sanki günlük hayatta kus etiyle besleniyoruz..bastan sona yanlis bir oyun kim cikarmis bilmiyorum ama takildim ben bu oyuna...karsiyim

14 Ağustos 2014 Perşembe

Annelerin teenage(ergenlik)cilesi...






   Bir anne olarak henüz çocuklarımda yaşadığım Bir donem değil ama arkadaşımın isteği üzerine kendi çapımda bir araştırma yaparak yazıyorum bu yazıyı..Şu ana kadar anladığım kadarıyla çocukların diş çıkarma bunalımı,emzirmeyi bırakma,tuvalet eğitimi,2yas sendromu,4 yas,5yas,okula başlama donemi,ergenlik donemi(12-18 yas)
Yani anlıyacağınız çocukların bunalımı bitmez ve annelerin bunalmaya hiç hakkı yok hep anlayış hep anlayış..


Hormonların çocuğunuzu ele geçirip bir anda asi ,mutsuz,Öfkeli,vurdum duymaz yaptığı,çocuğa ne yetişkin ne  de çocuk diyebileceğimiz dönemdir.En basta şunu kabul etmek lazım... o artık kimliğini belirlemeye çalışan bir kişi..

11-13 yaşları arasında başlar ve bu dönemde genel özellikler şunlardır;

Anne babadan duygusal  bağımsızlık gerçekleştirir.Aşk baskın bir duygudur..

Arkadaşlar bu donemde çok çok önemlidir,onların düşünceleri,çocuğunuza bakış açıları,söyledikleri herşeyden önce gelir onlarla yarışmaya kalkmayın boşuna..

Geleceğe karşı tedirgin,şüpheli bakiş,ne olacağım meslek ve gelecek yaşam kaygısı nasıl bir insan olacağım düşüncesi hakimdir..
Muhtemelen anne babayı beğenmez...

Bedensel özelliklerini kabul edip bedenini aktif bir şekilde kullanabilir..

Sosyal sorumluluklar geliştirip bunları başarmak ister..

Bu donemde aile içinde hep Şikayetçidir hiç birşey beğenmez..

Kendine karşı eleştirileri kabul etmez Ama kendi sürekli eleştirir..

Ailenin düşüncelerini zamanı geçmiş bulur hep isyan ve alay etme vardır.

Bosvermişlik hat safhadadır eve istediği gibi girip çıkmak ister hep bir çatışma vardır..


Aileler bu dönemin geçeceğini bilmeli ve sabırlı davranmalıdır..

Bu donemde arkadaş grupları kurarlar ve onlar için bu gruba girebilmek çok önemlidir.
Ailesiyle sürekli çatışma halinde olanlar ve anlaşılmadığını düşünenler çete gibi farklı gruplara kayabilir..

Karşi cinse karşi ilgi artar Ve duygularını göstermek isterler..Giyimlerine,nasıl göründüklerine dikkat ederler..

Bu donemde olumsuz davranış bağırıp ağlamak ve el kol hareketleriyse,olumlu davranışlar da şiir,anı ve hikaye yazmak gibi duygularını güzel bir şekilde dışa vurmaktır.

Bu donem çok fazla hayal kurma dönemidir,yalnız kalmak isterler..

Ergen kendini çok eleştirir ve herkesin de dikkatinin onun uzerinde olduğunu sanır..
   
Sosyal ilişkilerden korkabilir..

Ben merkezcidir..

Ergen tam bir çelişkiler yumağında yaşamaktadır,bir taraftan herkesin kendini eleştirdigini düşünürken diğer taraftan da kendini herkesten akill sanar.

Ergen, kendini oldugu gibi yargisizca kabul eden,seven,saygi gosteren,guven veren,arkasinda duran ornek ebeveynlere sahip olursa dengesiz olmayan saglikli bir kimlik gelistirebilir..
     

Ne diyelim Allah anne babalara sabirlar versin..